7 Haziran 2011 Salı

AH KEŞKE

Hiç geriye dönüp şöyle bir baktınız mı? Şimdiye kadar geçirmiş olduğunuz günleri tekrar yaşayabilme şansınız olsaydı, hayatınızda neleri değiştirmek isterdiniz? 

Bazılarımız bu tip sorulara, “yaşadığım her şeyden hoşnutum, hiçbir şeyi değiştirmek istemem” diye cevap verirken, bazılarımızsa değiştirmek istediğimiz birçok şeyi ard arda sıralayabiliriz. 

Birinci kategorideki kişilerin cevapları ne kadar gerçekçidir bilemiyoruz ama biraz düşünecek olursak kaçırdığımız birtakım fırsatlar, bazen istemeden sarfettiğimiz bir söz ve sonucunda kırdığımız kalpler, bazen de yarım kalan işlerimiz ve sayısı artırılabilecek daha birçok şey aslında zaman zaman hepimize hayatımızın çeşitli dönemlerinde keşke dedirtmiştir. Hatta bu kelime için, “yemek içmek” kadar hayatımızda demek hiç de abartı sayılmaz. Çünkü bazen de hayallerimizin içinde “keşke” deriz. Üstelik bunların bir kısmı da çok basit şeylerdir. 

Mesela, “keşke aldığım şu kitabı şöyle bir uzanıp okuyabilsem, niyetlendiğim spor programına başlayabilsem, sigarayı bırakabilsem, sınavlarımı başarıyla verebilsem, işlerimi düzenleyebilsem, arkadaşlarımla buluşabilsem” gibi düşünceler bunlardan bazılarıdır. 

Kısacası biz farkında olalım ya da olmayalım keşkeler, hayatımızı büyük ölçüde etkilemekte ve sonuçta bizlerde günübirlik işlerimizin, telaşlarımızın arasında gelecekte yapabileceğimiz, geçmişte kaçırdığımız birçok şeyi “keşke” gibi basit ama çok anlamlı bir kelimeyle açıklamaya çalışmaktayız. 
Üstelik bunların en acısı da hayal kırıklığına bağlı olanlarıdır (örneğin eğitimimi yarım bırakmasaydım, daha çok çalışsaydım vb.) ve bunların telafisi de, geçmişten çıkarılacak derslerle mümkündür. 

Ancak şurası da bir gerçek ki hepimizin yaşantısında keşkelere dair düzeltilebilecek birşeyler vardır ve yaşları icabı özellikle gençler bu konuda daha şanslıdırlar. 

Ne dersiniz, bu keşkelerin sebepleri nelerdir, acaba? 
Sorun büyük ölçüde zamansızlık mı? 
Varolan zamanı iyi kullanamamak mı, yoksa maddi yetersizlikler mi? 
Elbetteki dünyaya hiçbirimiz eşit imkânlarla gelmiyoruz. Ancak aklını kullanan birçok insanın da zorlukları yenerek başarıya ulaştığını biliyoruz. 
Haklısınız bunları söylemek uygulamaktan çok daha kolay fakat hepimizin huzurlu ve uyumlu bir hayat için yapabileceğimiz çok şey var.

Zamanı iyi değerlendirmeliyiz 

1) Zamanı planlayın: İnsanın farketmeden kendine verdiği en büyük zarar, sanki sonsuzmuşcasına tükettiği zamandır. Unutmayın tekrar ele geçmeyen tek şey zamandır ve “şimdiki aklım olsaydı” sözünde zamanında yapılmayan işler, farkedilmeyen gerçekler vardır. 

2) Kendinize güvenin: Şunu bilin ki yapmak isteyip de, uygulamaya geçiremediğimiz birçok şeyin altında, “ben yapamam”, “ben beceremem” gibi bir güvensizlik yatar. Örneğin, insanların “ben sınavdan 100 alamam, ben yüzemem, toplum önünde konuşamam, müdür olamam vb.” sözlerinin kaynağı güven eksikliğidir. Oysa bir deneseniz, gerçek kapasitenizi ortaya koysanız kimbilir neler başaracaksınız ve başardıkça da mutlu olacaksınız. 

3) Olumlu düşünmeyi, yaşantınızın merkezine oturtun: Olumlu düşüncenin hem ruh hem de fizik sağlığımız üzerinde çok büyük etkisi vardır. İşlerinize; olumlu yönlerini, yapabileceklerinizi düşünerek başlarsanız, başarınız daha da artar. İkili ilişkilerde de, karşınızdaki kişilerin önce iyi yanlarını görün. Yani bardağın önce dolu zarafına, dikkatinizi verin. 

4) Kendinizi geliştirmek için çaba harcayın: Geçirdiğiniz her günün karşılığında, herhangi bir konuda öğrendiğiniz küçücük bir şey bile kişisel gelişiminize birşeyler katar, hiç düşünmediğiniz bir anda çok işinize yarar. Bu nedenle bol bol okuyun, araştırın. Böylece yıllar sonra “keşke yapsaydım, etseydim” gibi kelimeleri daha az kullanmış olursunuz. 

5) Şayet eğitiminizi yarım bıraktıysanız hâlâ tamamlamak için çaba harcayabilirsiniz: Benden geçti demeyin. “Zararın neresinden dönülse kardır”, bu nedenle şartlarınız uygunsa eğitiminizi tamamlamaya çalışın. Böylece hem kişisel gelişiminize büyük katkıda bulunmuş olursunuz hem de çevrenize daha fadalı olur, olaylara daha değişik açılardan bakabilirsiniz. 

6) Sizden yaşça büyük, deneyimli kişilerin tavsiyelerini ciddiye alın: Bilin ki her tecrübede, farklı yaşanmış olaylar, pişmanlıklar, alınması gereken dersler, başarının anahtarları ve birçok kitapta yer almayan bilgiler ve onlarca yılın izleri vardır. 

7) Sağlam dostluklar kurun: “Keşke her an yanımda, benimle gülüp, benimle ağlayacak bir arkadaşım olsaydı” dememek için çalışmak kadar, başarmak kadar çevremizdeki insanların da kıymetini bilmeli, gerektiğinde fedakâr olmayı becerebilmeliyiz. 

Bütün bunların dışında:
* Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenin. 
* Size zarar verdiğini düşündüğünüz ilişkilerden uzak durun. 
* Gerektiğinde hayır, demesini bilin. 
* Sağlığınızın kıymetini bilin, dinlenin, beslenmenize özen gösterin. Spor yapın. 
* Herşeyi kafanıza takmayın.

Hiç yorum yok: